Teknoloji Okuryazarlığı

    İnsanlık tarihi boyunca gelişen teknoloji, bulunduğumuz çağda önüne geçilemeyecek bir duruma geldi. Artık her gün yeni bir gelişmeye şahit oluyoruz ve yaşadığımız bu dünya, teknolojik gelişmelerin farkında olan, bunları hayatına dahil edebilenlerin yaşadığı bir yer haline gelecek.

    21. yüzyıl yetkinliklerinden biri olan teknoloji okuryazarlığını öğrenmeye başlamadan önce teknoloji kelimesinin ne demek olduğuna bakalım. Teknoloji, bilgiyi kullanarak bir amacı, hedefi gerçekleştirmek için tasarlanan veya geliştirilen her türlü araç, süreç ve sistemdir. Bu, kelimenin tanımlarından yalnızca bir tanesi çünkü herkesçe kabul edilen bir anlamının olması oldukça zor. Eski çağlarda basit kesici aletlerin yapılması, tekerleğin bulunması, sulama sistemlerinin geliştirilmesi ve tahıl üretimi gibi ilerlemelerle başlayan teknoloji şu an hayal edemeyeceğimiz bir boyuta doğru ilerliyor. Yaşadığımız toplumsal ve sosyolojik değişimler sonucunda bizler artık farklı donanımlar kazanmak durumundayız ve bunlardan biri de teknoloji okuryazarlığıdır.

   Okuryazarlık kelimesinin başına pek çok kelime eklenerek salt anlamından farklı olarak yeni terimler türetilmiştir. Bu terimlerdeki anlamıyla okuryazarlık, temel bilgi ve becerilere sahip olma anlamı taşır. Türetilen kelimelerden biri olan” teknoloji okuryazarlığı” kişilerin bilgi ve iletişim teknolojilerini, hayatlarının farklı alanlarında ve başkalarıyla kurdukları iletişimde kullanması için sahip olması gereken özelliklerin toplamıdır. Çoğumuz için teknoloji kullandığımız sosyal medya hesaplarından, bilgisayardan, film/dizi izleme platformlarından ibarettir. Ancak bu maalesef kısıtlı bir bakış açısıdır ve bizlere büyük çoğunluğumuzun bu yetkinliğe sahip olmadığını gösterir. Hangi bölümde okuduğumuz ya da hangi iş kolunda çalıştığımız fark etmeksizin hepimizin birer teknoloji okuryazarı olması gerekiyor. Fakat bu durum dijital dünyayı kullanabilme becerimiz ile bitmiyor. Bugünlerde hızına yetişmenin mümkün olmadığı bu yenilikler dünyasında meraklı olmanın, yeni durumlar karşısında hızlı aksiyon alabilmenin ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilmenin iyi birer teknoloji okuryazarı olmak için sahip olmamız gereken özelliklerden birkaçı olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra kişiler bilgileri analiz edebilmeli, dijital teknolojiyi kullanarak yeni iş fırsatları yaratabilmeli ve iletişim yeteneklerini arttırabilmelidir. Yapılan araştırmalara göre sahip olmamız gereken özelliklerden bazıları ise teknolojinin kültürel, sosyal, ekonomik ve politik etkileri, teknolojinin temel kavramları, problem çözmede hataları giderme, araştırma ve geliştirme, buluş, yenilik ve deneyciliğin rolünün bilinmesi, ürünlerin ve sistemlerin etkisini değerlendirmek şeklindedir.

Teknoloji okuryazarlığını; ağ okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, bilgi ve iletişim okuryazarlığı gibi kavramlar ile ilişkilendirip inceleyebiliriz. Bilgi okuryazarlığı kavramı verimlilik, yaşam kalitesi, vatandaşlık hakları ve demokrasi gibi konularla bile ilişkilendirilmiştir. Ağ okuryazarlığı terimini ortaya atan McClure’a göre ağ okuryazarı birey; çeşitli küresel ağ kaynaklarının ve hizmetlerinin farkındadır; ağ üzerinde bilginin nasıl oluşturulduğunu, yönetildiğini ve kullanıma sunulduğunu bilir; çeşitli erişim araçlarını kullanarak ağ üzerinde bilgiye erişebilir; yaşam kalitesini artıran ağ hizmetlerinden yararlanır(Spitzer, Eisenberg ve Lowe, 1998, s. 28; Bawden, 2001, s. 249). Buradan da bu kavramların çok yönlü olduğunu ve sosyal hayatımızda da oldukça yer edindiklerini bir kez daha görmekteyiz. Ancak bu kadar gelişmenin ve faydanın yanı sıra kendimizi teknolojinin içinde kaptırmamalı, dijital ortamlardan uzaklaşıp bu anları farklı şekillerde değerlendirmeyi ihmal etmemeliyiz.

Günümüzün popüler dijital araçlarından biri haline gelen “ChatGPT” ortaya çıktığı ilk andan itibaren herkesin üzerine çokça konuştuğu bir araç haline geldi. Çok yönlü olan bu yapay zeka robotunu neredeyse hepimiz pek çok amaç için kullandık ve aracın gelişmesine bağlı olarak da kullanmayı sürdüreceğiz. İlk başta vaktimizi alan ve sıkıcı bulduğumuz araştırma, yazı yazma, makale okuyup özetini çıkarma gibi işlerimizi bu robota yaptırabileceğimizi düşündük. Bu işlevleri dışında sunum ya da yazılarımız için konu başlıkları bulmak, bir sohbet, röportaj ortamını simüle etmek, yabancı dil öğrenirken yaptığımız hataları düzeltmek gibi özellikleri ile hepimize oldukça yardımcı oldu. Özellikle makaleler konusunda ben de çok umut bağlamıştım ki bu işi yapan başka yapay zeka araçları da şu an mevcut. Ancak burada kaçırdığımız nokta şu ki vaktimizi harcamamak ya da işlerimizi kolaylaştırmak için başvurduğumuz bu araçlar elimizden yaratıcılığımızı, bir proje grubuyla beyin fırtınası yaparken ki o heyecanımızı elimizden alıyor ve bizi daha da tembelleştiriyor. Hayattaki bazı anların çok kıymetli, insanlara özgü olduğunu düşünürüm ve gelişen teknolojinin bu anları elimizden alacağını ya da bu anların değerini azaltacağını düşünüyorum. Kapı zili çalınca kapının arkasında bize kim olduğunu söyleyen yapay zekalar, ya da tıpkı “Her” filmindeki gibi melankolik bir şeyler çal dendiğinde şarkının hemen başlaması gibi anlar bana göre hayatın heyecanını azaltıyor ve dizilerin/filmlerin yakın gelecekte geçen sahnelerine baktığımda bu durumu daha da iyi anlayabiliyorum Belki de kapının arkasında kim olduğunu bilmemenin heyecanını ya da bir şarkıyı ararken çok daha güzel bir parçaya denk gelmenin mutluluğunu aracısız bir şekilde yaşayıp hissetmeliyizdir.

    Bazen basit bir araştırma yaparken bile tüm bilgilerin içerisinde kendimizi oldukça boğulmuş hissediyoruz. Birkaç arama metodu ya da kısa yol ile bunların filtrelenmesi ve doğru kaynaklara ulaşmamız teknoloji okuryazarlığı gibi yetkinlikler ile mümkünken yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında güncel dünyanın bizden yapmamızı ve başarmamızı istediği şeyler de bir o kadar bizleri boğulmuş hissettirebiliyor. Eskiden yapmak istediğimiz, öğrenmek istediğimiz şeyleri kendi zevklerimize ve seçtiğimiz alana göre şekillendirirken şu an üniversiteye giden bir genç ya da iş arayan bir mezunsanız sahip olmanız gereken her beceri çoktan belirlenmiş ve sizin istekleriniz ne yazık ki göz ardı edilmiştir. Üstelik bazen edindiğimiz bu beceriler bile yeterli olmuyor çünkü küresel dünyada yenilikler ve rekabet bitmiyor, sizin kendinizi sürekli bir üst seviyeye çıkarmanız bekleniyor.

   Bu gelişmeler kişileri daha da heveslendirmeli ve kendilerini her duruma göre revizyon edebilecekleri bir sürecin içinde olmalıdır. Bunun için de başta eğitim olmak üzere pek çok disiplin tekrar gözden geçirilmeli ve güncel bir şekilde sunulmalıdır. Yaşanan değişimler insanların hayatlarına kısa süreler için değil mevcut düzen ile birbirlerine uyum ve kalıcılık sağlayacak şekilde dahil edilmelidir.

   Kullanılacak olan ekipmanlar, programların isimleri ya da edinmemiz gereken yetkinlikler değişse bile teknolojinin hayatımızda uzun bir süredir var olduğunu ve var olmaya da devam edeceğini çok rahatlıkla görebiliyoruz. Artık çoğumuz yakın gelecekte bizi nelerin beklediğini az çok tahmin edebiliyor. Belki ileride kendi ütopyamızı kurmuş ya da simülasyonun başka bir evresine geçmişizdir. Tüm bu olasılıklar içinde gerçeklerden kopmamak için kırmızı ve mavi haptan birini seçmeyi unutmayın 🙂

 

Aysun Güder

Scroll to Top